İnek dışkısı iklimi ısındıran metan gazı salar. Kırmızı alg eklemek işe yarayabilir.

Dünyanın bir inek sorunu var. İnek tarımı, atmosfere en fazla iklimi ısıtan metan gazını salan kaynaklardan biridir.

Ancak, metan üretimini engelleme özelliğiyle bilinen bir tür kırmızı alg eklemek, inek dışkısının içindeki metan üretimini yaklaşık %44 oranında azaltmaya yardımcı olabilir. Araştırmacılar, bu bulguyu 13 Temmuz tarihli “Frontiers in Sustainable Food Systems” dergisinde rapor etti. Bu, sığır hayvanlarından kaynaklanan genel metan emisyonlarını azaltmak için umut verici yeni bir yol sunuyor, bilim insanları belirtiyor.

İnek tarımı, güçlü bir sera gazı olan metanın dünyanın emisyonlarının neredeyse dörtte birinden sorumludur (SN: 18/11/15; SN: 5/5/22). İnekler sindirim sırasında bağırsaklarında metan üretir ve bunu genellikle geğirerek dünyaya salarlar. Dışkıların bozunması sırasında da daha az ancak önemli miktarda metan açığa çıkar.

Araştırmacılar, bağırsakta üretilen metanın azaltılması için aktif olarak çözümler aramaktadır. İneklerin yemeğine sadece kurutulmuş yemde %0.5 oranında eklenen kırmızı alg Asparagopsis taxiformis, metan üretiminin yaklaşık %65’ini önleyebilir.

Tropikal okyanus sularında yaygın olarak bulunan A. taxiformis, metan reaksiyonuna yardımcı olan bir enzimi etkisiz hale getiren bromoform adlı bir organik bileşik içerir. Bu araştırma, alg ile beslenen süt sığırlarının süt ve etlerinde bromoform ve iyotun toksik düzeylerini içerebileceği endişelerini de beraberinde getirmiştir. ABD Çevre Koruma Ajansı, bromoformu muhtemel bir insan kanserojeni olarak değerlendirmiştir ve fazla miktarda iyot tiroid işlev bozukluğuna neden olabilir.

Mohammad Ramin, İsveç Tarım Bilimleri Üniversitesi’nde (Umeå) bir hayvan bilimci, ve meslektaşları, ineklerin dışkısına doğrudan alg eklemenin mümkün olabileceğini düşündü. Bu, bağırsakta üretilen metanı azaltmayabilir, ancak et veya sütü etkilemeden genel olarak sığır emisyonlarını azaltabilir.

Dışkıdan yayılan metan, özellikle süt inekleri için bir sorun oluşturur, çalışmaya dahil olmayan Fort Collins, Colorado Eyalet Üniversitesi’nden hayvan bilimci Sara Place belirtiyor. Süt inekleri genellikle daha az oksijenli topraklarda yetiştirilir ve metan üreten bakteriler bu tür anaerobik ortamlarda iyi gelişir. Et için yetiştirilen inekler genellikle yaşamlarının geri kalanını açık meralarda veya kapalı, ancak kuru, yemliklerde geçirir ve bu tür ortamlar metan üretimi için daha az uygun zemindir.

Yeni çalışmada, Ramin ve meslektaşları, dört süt ineğinin dışkısına alg ekledi. İneklerden ikisine alg verilmişken, ikisine verilmemişti. Her dışkı örneği daha da bölündü ve bir alt örneğe ekstra alg verildi, diğerine ise bırakıldı. Sonra, tüm dışkı örneklerine laboratuvar ortamında yavaşça çürümeleri için izin verildi. Dokuz hafta sonra, ekip, alt örneklerin içerdikleri metan miktarını analiz etti.

Beklendiği gibi, ineklerin yemeğine alg eklemek, başlangıçta dışkılarındaki metanı azalttı. Ancak dışkılar çürümeye başladığında, ineklerin alg yiyip yemedikleri metanın yeni üretimini etkilemedi. Ekip ayrıca, farklı türdeki dışkılarda yaşayan mikrobiyal toplulukları inceledi ve alg beslemesi yapılan ineklerle kontrol grubu inekler arasında büyük fark olmadığını buldu. Bu, alg besin takviyelerinin mide dışında metan üretimini inhibe etmede çok etkili olmadığını düşündürmektedir.

Ancak algleri doğrudan dışkıya eklemenin çürümeden gelen metanda belirgin bir fark yarattığı belirtiliyor. Ekip, bu durumun daha büyük inek-metan sorununa etkili bir çözümün parçası olabileceğini ifade ediyor.

Bu yeni çalışmanın en büyük gücü, inek-metan sorununun az çalışılan bir kısmına çözüm sunmaya odaklanmasıdır. Yeni Zelanda’daki Tauranga’daki Waikato Üniversitesi’nden deniz yosunundan elde edilen tarım kimyageri olan Christopher Glasson, “Ancak sonunda, bu belirli amaç için A. taxiformis üretiminin maliyet açısından etkili olmama ihtimali var.” diyor.

kaynak:https://www.sciencenews.org/article/cow-poop-climate-warming-methane-red-algae

Önerilen...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir